Ukrayna’da barış ne kadar yakın?

28.03.2025 - Cuma 13:40

Ukrayna'da kısmi ateşkes için görüşmeler, Riyad'da başladı. Washington Suudi Arabistan'da somut ilerleme sağlanacağından umutluyken, Kremlin ise barışa uzun bir yol olduğu görüşünde.

Ukrayna barış sürecini değerlendiren Siyaset Bilimci Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, ABD’nin Çin’e karşı daha etkili bir politika yürütebilmesi için Rusya-Ukrayna barış antlaşmasının mümkün olan en kısa sürede yapılmasının önem arz ettiğini ifade ederek, “Riyad’da, Ukrayna’nın da iştirakiyle nihai barış antlaşmasının imzalanacağı düşünülmektedir. Barış karşıtı bir duruş sergileyen Avrupa’nın ise barış görüşmelerinde etkin bir aktör olamayacağı değerlendirilmektedir.” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, “Bu gelişmeler, İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan Yeni Dünya Düzeninin çökmekte olduğu ve yeni bir ‘Dünya Düzeni’ kurulmasına ihtiyaç olduğunu göstermektedir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, Ukrayna barış sürecini değerlendirdi.

Ukrayna ile Rusya arasındaki barış görüşmelerinde neler oluyor?

Barış sürecinde yapılan toplantıları değerlendiren Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, Şubat ayındaki barış görüşmelerine Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin çağrılmamasının, o dönemde ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında yapılacak barış antlaşmasının temel koşulları üzerinde önce kendi aralarında uzlaşma isteğinden kaynaklanmış olabileceğini belirtti. Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, ancak, Ukrayna ile Rusya arasındaki barış görüşmelerinde Zelenski’nin ya da Ukrayna heyetinin tamamen göz ardı edilmesinin rasyonel olmadığını ve uluslararası ilişkilerin temel mantığına aykırı olduğunu vurguladı.

Suudi Arabistan'da yapılan ilk görüşmelere Zelenski’nin davet edilmemesi…

Bazı Avrupa devletlerinin liderleri ve Türkiye Cumhurbaşkanı’nın, Ukrayna olmadan barış görüşmelerinin yürütülmesinin uygun olmadığı yönünde açıklamalarda bulunduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, “Suudi Arabistan'da yapılan ilk görüşmelere davet edilmemesinin ardında, ABD'nin görüşmeleri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek, küresel politik amaçları doğrultusunda Rusya ile anlaşmak ve özellikle Çin'e karşı ileride izleyeceği politikalar açısından Rusya lideri Putin'in desteğini almak istemesi olabilir. Putin için dış politikada birinci öncelik, Ukrayna'da işgal ettiği toprakların, özellikle Kırım'ın, kendi egemenliğine geçmesi ve bunun uluslararası bir antlaşma ile kayıt altına alınmasıdır.” dedi.

Trump’ın Zelenski’yi diktatör olarak nitelendirmesi

Daha sonra Trump’ın Zelenski’yi diktatör olarak nitelendirmesinin arkasında da Zelenski üzerinde politik ve psikolojik baskı uygulayarak, Ukrayna’nın değerli madenleri üzerinde ABD’nin hak sahibi olacağı bir antlaşma yapmak için Zelenski’yi zorlamak olabileceğini de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, şöyle devam etti:

“Zelenski’nin bunu kabul ettiği yönünde medyada çıkan haberler bunu teyit etmiştir. Bunun Rusya- Ukrayna Savaşı öncesinde planlanmış ve tasarlanmış ancak kamuoyuna açıklanmamış bir strateji olması da muhtemeldir. Zelenski’nin bir aktör olduğu unutulmamalıdır ve Ukrayna devlet başkanı olurken seçim kampanyalarının Ukrayna halkını yönlendirmek için kurgulanmış olduğu göz ardı edilmemelidir. Zelenski en başından itibaren ABD’nin çıkarları doğrultusunda politikalar takip etmiş olabilir. ABD’nin küresel seviyedeki politikaları ve ABD silah sanayinin desteklenmesinin gerekliliği dikkate alındığında, yüzbinlerce Ukraynalı askerin bu savaşta ölmesi ve milyonlarca sivil Ukraynalı halkın Avrupa ülkelerine göç etmesi ABD tarafından önemsenmemiş olabilir. Bu yaklaşımın dünyanın diğer bölgeleri için de geçmişte olduğu gibi gelecekte takip edileceği unutulmamalıdır.”

Diğer yandan, ABD tarafından yapılan Ukrayna’nın NATO üyesi olamayacağı yönündeki açıklamalar, Zelenski’nin ‘Ukrayna NATO üyesi olursa görevimi bırakırım’ söylemini tamamen etkisiz kılmıştır. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının temel nedenlerinden birisinin, Avrupa’nın Ukrayna’yı NATO’ya  almak istemesi olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üye