Türkiye-AB ilişkilerinde yeni dönem!
14.03.2025 - Cuma 23:45
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın gölgesinde, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin geleceği masaya yatırılıyor. Uzmanlar, savaşın AB'nin önceliklerini değiştirdiğini ve bu durumun Türkiye ile ilişkilerde yeni bir döneme işaret edebileceğini belirtiyor.
Türkiye’nin askeri kapasitesi ve güvenlik bağlamında Avrupa için taşıdığı kritik önemin göz ardı edilemeyeceğini söyleyen Siyaset Bilimci Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu, “AB’nin genişleme stratejisinde güvenlik endişelerinin ve jeopolitik kaygılarının ön plana geçtiği bu konjonktürde Türkiye’nin AB’ye dahil edilmesi fikri kısa vadede güçlenebilir.” dedi.
Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu:
“Türkiye AB ile ancak karşılıklı çıkarların gözetildiği bir 'kazan-kazan' senaryosu çerçevesinde bir üyelik modelini kabul edebilir.”
Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Rusya-Ukrayna savaşının yansıması incelenmeli
Türkiye-Avrupa Birliği (AB) geleceğinin ne olacağını değerlendirmek için Rusya-Ukrayna savaşının bu ilişkilere yansımasını incelemek gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu, “AB-Türkiye ilişkileri başlangıçtan itibaren üç saç ayağı üzerine kuruludur. Bunlardan birincisi uluslararası konjonktür, ikincisi AB’nin kendi iç siyasetinin ilerleyişi ve üçüncüsü ise Türk siyasal hayatının ne yönde evrildiğidir. Bu süreçler paralel olarak bakıldığında AB-Türkiye ilişkilerini anlamak çok daha önem arz eder. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki bazen birinci bazen ise diğer sac ayakları ilişkilerin belirlenmesinde ön plana çıkabilir.” dedi.
Savaş AB'nin güvenlik endişelerini ön plana çıkardı
Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu, AB’nin Ukrayna ile müzakerelere başlamasını değerlendirerek, “Bugünkü uluslararası konjonktüre bakıldığında AB’nin Kopenhag kriterlerini ve barış üzerine kurulu temel değerlerini bir kenara koyarak halen savaşta olan bir ülkeyi kendi bünyesine katmak üzere müzakerelere 23 Aralık 2024’de resmen başlaması, AB’nin genişleme konusunda uluslararası konjonktürel dinamiği ve bu bağlamda jeopolitik unsurlulara dayalı güvenlik endişelerini ön plana aldığını göstermektedir. Ukrayna dışında Moldova ile de müzakereler başlatılmış ve Avrupa ülkesi olmayan bir ülke olan Gürcistan’a da AB adaylık statüsünün verilmesi de yine genişleme konusunda AB’nin nasıl bir yönelim değiştirdiğinin bir diğer göstergesidir.” diye konuştu.
AB'nin iç siyaseti de değişiyor
AB’nin kendi iç siyasetindeki yönelimlere bakıldığında Brexit süreci sonrasında İngiltere olmadan yoluna devam ettiğinin görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu, şöyle devam etti:
“Bunun dışında 2008’den beri Avro krizi ile mücadele eden AB’nin Covid-19 pandemisi ve Ukrayna savaşı sonrası ekonomik olarak daha zor koşulları yaşadığı görülmektedir. AB, 2007 Lizbon Antlaşması’ndan bu yana yeni bir antlaşma imzalamamıştır. Olası bir yeni genişleme dalgası durumunda, kurumsal derinleşme için nasıl bir yol izleneceği de önemli bir tartışma konusudur. Bu çerçevede, AB’nin farklılaşmış entegrasyon modellerinden birini benimseyerek, kurucu ülkelerin merkezde yer aldığı ve genişlemeyle birlikte katılan ülkelerin dış halkalarda farklı hak ve inisiyatiflere sahip olduğu bir modelin geliştirilmesi kaçınılmaz görünmektedir. Zira AB, tarihsel olarak her genişleme sürecinin ardından politikalarını yeni yapısıyla uyumlaştırmak adına bir antlaşma imzalamışken, uzun süredir bu yönde bir adım atılmamıştır.”
Türkiye'nin önemi artıyor
Değişen uluslararası konjonktür ve AB’nin genişleme-derinleşme süreçlerinde yakaladığı farklı yönelimleri müteakip son yirmi yıldır müzakere aşamasında olan Türkiye için de farklı bir öngörünün ortaya çıkmasının muhtemel göründüğüne vurgu yapan Prof. Dr. Nergiz Özkural Köroğlu, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin bilhassa Karadeniz bölgesindeki önemli jeopolitik konumu, Rusya ve Ukrayna ile yürüttüğü dengeli dış ilişkileri, enerji yolları üzerindeki transit ülke konumu ve eski İpek Yolu gibi önemli ticari yollar üzerindeki köprü