Dünya Kentlerinin Yüzde 83'ü İklim Krizi Tehdidi Altında

Dünya, iklim değişikliğinin yıkıcı tesirleriyle sarsılıyor. CDP-ICLEI Track tarafından yapılan son araştırmaya, dünya genelindeki kentlerin yüzde 83’ü sel, kuraklık, fırtına üzere çok hava olayları nedeniyle önemli risk altında. Bu olaylar, kentlerin altyapısına büyük ziyan verirken, milyonlarca insanın hayatını olumsuz etkiliyor, ölümlere yol açıyor ve ekonomilere ağır maliyetler getiriyor.

Uzmanlar, kentlerin hemen tedbir alması gerektiğini vurgularken, yeşil alanların kentsel hayatın sigortası olduğuna dikkat çekiyor. Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı Kısmı Lideri Dr. Öğr. Üyesi Bengi Korgavuş, iklim krizinin global bir sorun olduğunu ve toplumun her kesitinin bu çabada yer alması gerektiğini belirtti.

Karbon Ayak İzini Azaltmak Şart

Dr. Öğr. Üyesi Korgavuş, bireysel seviyede atılacak en kıymetli adımın karbon ayak izini azaltmak olduğunu belirterek “Yaşam stilimizde yapacağımız küçük ama tesirli değişiklikler, karbon salınımını azaltarak daha etraf dostu bir hayat sürmemize imkan tanır. Yenilenebilir güç kaynaklarını tercih etmek, güç ve su kullanımında tasarruf sağlamak, toplu taşımayı yahut bisikleti tercih etmek, şuurlu tüketim üzere adımlar, bu sürecin başında gelir” dedi.

Kamu ve STK’lar Öncü Olmalı

Kamu ve sivil toplum kuruluşlarının, iklim değişikliğiyle uğraşta öncü bir rol üstlenmesi gerektiğine işaret eden Korgavuş, “Bu kuruluşlar, toplumsal farkındalığı artırarak, milletlerarası gelişmeleri yakından izleyerek ve aktif siyasetler geliştirip bu siyasetleri karar alıcılarla paylaşarak kritik bir katkı sağlayabilirler. Lakin bu uğraşların muvaffakiyete ulaşması için hükümetlerin etkin iştiraki ve liderliği şarttır” diye konuştu.

Kentlerde Acil Tedbirler Alınmalı

Kentlerin iklim krizine karşı en savunmasız alanlar ortasında yer aldığını vurgulayan Bengi Korgavuş, “Yeni araştırmalar, dünya genelindeki kentlerin yüzde 83’ünün iklim krizi kaynaklı önemli tehlikelerle karşı karşıya olduğunu ortaya koymaktadır. Bu oran, 2022’de yüzde 80 iken, artış göstermiştir. Bu bulgular, kentlerin iklim değişikliğine karşı savunmasızlığının giderek arttığını ve acil tedbirler alınması gerektiğini açıkça göstermektedir” sözlerini kullandı. 

Bisiklet Yolları Yaygınlaştırılmalı

Kentlerde, iklim değişikliğinin tesirlerini azaltacak ve kentleri dirençli hale getirecek planlama ve tasarım unsurlarının geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Bengi Korgavuş, şöyle devam etti:

“İlgili siyasetlerle bu unsurlar, kentsel planlamanın merkezine entegre edilmelidir. Öncelikle her alanda fosil yakıt kullanımının sonlandırılması ve yenilenebilir güç kaynaklarına geçilmesi gereklidir. Güç verimliliğinin artırılması ve güç tasarrufu da temel maksatlar ortasında yer almalıdır. Yaya odaklı kentsel tasarım, toplu taşıma sistemlerinin uygunlaştırılması, bisiklet yollarının yaygınlaştırılması ve tüm bu sistemlerin birbirine entegre edilmesi gerekmektedir.” 

Yeşil Kent ve Kentsel Tarım Hayati Ehemmiyete Sahip

Yeşil alanların kentler için kilit role sahip olduğuna işaret eden Korgavuş, doğal karbon yutakları olan bu alanların kentsel ısı adası tesirini azalttığını, hava kalitesini güzelleştirdiğini ve sel riskini düşürdüğünü tabir etti. Korgavuş, şunları kaydetti:

“Yaya ve taşıt yollarının ağaçlandırılması, yeşil koridorlar, yeşil çatılar, yeşil duvarlar ve kentsel tarım üzere uygulamalarla yeşil alan ölçüsünün artırılması büyük ehemmiyet taşımaktadır. Yeşil alanlar, yeşil çatılar, yeşil otoparklar, yağmur suyu hasadı, yağmur bahçeleri ve geçirimli yüzeyler, erozyon ve sellerin tesirlerini azaltmada da hayati rol oynar. Bu süreçlerin idaresinde mahallî ve merkezi idareler sorumlu olsa da bu süreçlere sivil toplum kuruluşları, mahallî halk ve gönüllülerin etkin iştiraki muvaffakiyet talihini artırmaktadır.”  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı